Türkiye
Cumhuriyeti imar mevzuatı o kadar karmaşıktır ki, bir türlü ihtiyaç duyduğumuz
imar planlarını yapıp ve onayarak ihtiyacımız olan imar parsellerini
üretemiyoruz.
Bu
özelliğimiz de, ülkemizde kaçak yapılaşmayı adeta tetikliyor.
Mühendislik
mesleği çözüm üretme mesleğidir.
İmar
mevzuatımız, mühendislik mesleğini sorun çözen durumundan çıkarmış, sorun
üreten konumuna düşürmüştür.
Örnek
olarak Muğla'yı ele alalım.
Muğla
ili sahilleri 1989 yılında Özel Çevre Alanı içine alındı.
Özel
Çevre Alanı içine alınan sahillerimizin imar planlarının daha kaliteli olması
için, bu karar alınmış idi.
Aradan
33 yıl geçmesine rağmen Muğla sahillerinin büyük bir kısmının koruma imar
planları bir türlü yapılamadı.
Bu
gecikme, sahillerimizde kaçak yapılaşmayı adeta tetikledi.
1970
li yıllarda köylerimizde oturan insanlarımızın ihtiyacı olan binaları imar
mevzuatımıza takılmadan yapabilmeleri için "Köy yerleşik alanı"
tanımı yaratılmış ve köylümüzün inşaat yapması kolaylaştırılmış idi.
Köy
yerleşik alanı, bir köyün etrafındaki en son evlerin 100 m uzağından geçen
hayali bir çizginin içinde kalan alan olarak belirlenmişti.
Bu
konudaki teknik çalışmalar zamanında yapılmış, ilan da edilmiş idi.
Bu
köy yerleşik alanları, zaman içinde doldular.
Bu
arada köy yerleşik alanı dışında kalan arazilerin imar plan çalışmaları imar
mevzuatımıza takıldı ve bu güne kadar 1/ 1000 ölçekli uygulama imar planları
yapılamadı.
Bu
hal de, büyük rahatsızlıklara, tıkanıklıklara ve yatırımların önüne takoz oldu.
Bu
tıkanıklıkları açmak için, 11. 07. 2021 günü "Plansız Alanlar İmar
Yönetmeliği"nin 4. maddesi değiştirildi.
Bu
yönetmelik de 17. 09. 2021 günkü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bu
yönetmeliğe göre, Büyük Şehir olan ilerimizde mahalle olan köylerimizin "
Köy yerleşik alanları " tespit edilirken 100 m sınırı, 300 m ye çıkarıldı.
Bu
karar, büyük bir rahatlama getirecek umudu yarattı.
Bu
yeni yönetmeliğin hayata geçebilmesi için, Büyük Şehir Belediye Başkanlığının
1/ 25000 ölçekli imar planları ile eşgüdüm içinde olması için Büyük Şehir
Belediyenin bir yönerge düzenleyip, yayınlaması gerekiyor.
11.
07. 2021 tarihli yeni yönetmelik, ancak Bakanlıklar ile Belediyelerimizin
eşgüdümlü olarak çalışması hâlinde bir netice verebilir.
Bu
başarılabilir ise, vatandaşımız da rahatlayacak, yatırımların da önü açılmış
olacaktır.
Bunu
başaramaz isek, vatandaşımız da daha çok seneler sıkıntılar çekecektir.
17.
09. 2021 günü Resmi Gazetede yayınlanan " Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği
" konusunda Büyük Şehir Belediye Başkanlığının ilgili kurumları bir
sessizliğin içindeler.
Bunu
anlamakta zorluk çektiğimi belirtmek isterim.
Ayrıca
Harita- Kadastro Mühendisleri Odası, Şehir plancıları Odası, Mimarlar Odasının
bu konudaki sessizliklerini de anlamıyorum.
Plansız
Alanlar İmar Yönetmeliğinin yeni hali bu odalara kayıtlı mühendis ve mimarımızın
da işlerini arttıracaktır.
Plan
demek, bir arazinin derlenip toparlanması, dağınıklığa izin verilmemesi
anlamına geldiğini de unutmamak lazım.
Plâna
karşı çıkmak, kargaşa ve kaçak yapılaşmaya, hatta çevre kirliliğine yeşil ışık
yakmak, anlamına gelir.
Bunu
yapmaya da, kimsenin hakkı yoktur.