Bundan
25-30 yıl önce bilim insanları küresel ısınmanın gelecekte yaşatacağı
sıkıntılardan bahsederken birçoğumuz anlatılanları biraz da umursamaz şekilde
dinlemiştik. Ancak, zamanla yaşanan olağandışı ve olumsuz iklim koşulları
sonrası bizler de küresel ısınmayı dikkate almaya başladık. Artık, kışın
yaşanan olağan dışı sıcaklar ve kuraklık yazın aşırı sıcak ve ani yağışlar
gündelik hayatımızın bir parçası oldular.
Ülkemiz
ve özellikle Muğla'mız Akdeniz iklim kuşağında bulunması sebebi ile küresel
ısınmanın en çok etkilediği bölgelerin başında gelmektedir. Bu nedenle de
özellikle son yıllarda bölgemizde ve ilimizde meydana gelen orman yangınları
ile mücadeleyi küresel ısınma kaynaklı olağan dışı hava koşulları olumsuz
şekilde etkilemektedir.
Orman
yangınları ile yapılan mücadelede bu olağan dışı hava koşullarının etkisinin
görmezden gelinerek mücadele üzerinden iktidara yönelik eleştiriler ciddi bir
haksızlık oluşturmaktadır. Maalesef geçen yıldan bu yana CHP'li siyasetçilerin
bazıları orman yangınlarını fırsat bilerek iktidara yönelik haksız
eleştirilerde bulunmayı alışkanlık haline getirmişler ve orman yangınları
üzerinden bir siyaseti oluşturmuş bulunmaktadırlar.
Oysa;
AK
Parti iktidara geldiği 03 Kasım 2002 yılından bu yana ülkemizin her alanında ve
her kurumunda olduğu gibi orman teşkilatının yangınla mücadelesi ile ilgili de
önemli yatırımlar yapılmıştır. Gerek orman yangın işçisi sayısı ve gerekse
yangınla mücadelede kullanılan araç sayısı ve niteliği çok önemli ölçüde
artırılmıştır. Bugün yangınla mücadelede son teknolojiler kullanılmakta olup bu
bağlamda Marmaris yangınına orman idaresi 8 dakika gibi bir süre içerisinde
müdahale etmiştir.
Marmaris
yangınında 43 helikopter ve 15 uçakla yangına müdahale edilirken ve hatta
CHP'li bazı siyasetçilerin basın açıklamaları sırasında üzerlerinden yangına
müdahale için helikopter ve uçak da geçerken yangına müdahalede yeterli sayıda
uçak ve helikopter olmadığı yönündeki açıklamalarının kabul edilebilir yanı yoktur.
İktidar
partisi hükümet vasıtası ile devleti yönetir. Muhalefetin görevi ise iktidarın
yaptığı doğruları kabul edip eksiklerini ise söylemektir. Önemli olan gerek
halktan aldığı yetki ile devleti yöneten iktidarın ve gerekse halkın tercihi
ile muhalefet görevini yapanın bu yetki ve görevlerini hakkı ile yerine
getirebilmesidir.
Toplum
olarak birçok ortak paydamız bunmasına rağmen maalesef çatışma/ayrışma
noktalarımız ağır basmaktadır. Oysa, ortak sorun ve acılarımızda bu çatışma
kültürünü bir tarafa bırakıp sorunlarımızın çözümü ve acılarımızın sarılması
bağlamında daha çok bir araya gelebilmemiz gerekmektedir.
Bu
bağlamda, CHP'li siyasetçilerin bir kısmının yangın devam ederken yangın
üzerinden iktidarı ve AK Partiyi yıpratmaya yönelik söylemleri doğru olmamıştır.
Özellikle tüm kurum ve kuruluşlar organize bir şekilde yangın ile mücadele
ederken olanı olmamış, var olanı yokmuş gibi gösteren siyaset söyleminin ve
şeklinin ne yangınla mücadeleye nede söyleyene faydası bulunmamaktadır.
Yangın
sırasında hep beraber yangının söndürülmesine odaklanıp, yangının
söndürülmesinden sonra muhalefet olarak orman yangınlarına ilişkin genel bir
değerlendirme yapmaları daha doğru olurdu.