Bir
toplumdaki en büyük zorbalık,
Sıkı
yönetimlerin denetimi değildir.
Bilincin
psikolojik olarak,
Yönlendirilmesi
ile uygulanan denetimdir.
Bilinç
öyle bir yönlendirilir ki,
Var
olunanın bir tutsaklık olduğunu bile anlayamaz.
Bu
yüzyılda,
Güya
çağdaş yaşam dediğimiz zamanda,
Modern
tutsaklık yaşıyoruz.
Toplumun
bize yaşayabileceğiz kriterleri söylediği gibi,
Birde
bize sahip olduğunu düşünen,
Ve
seçilene kadar halkına canım cicim diyen,
Sonrasında
da sürüdeki koyun muamelesi yapan siyasetçiler var.
İçinde
bulunduğumuz siyasal sistem,
Yozlaşmış
ve çalışmıyor.
Aynı
zamanda,
İnsan
yaşamını onurlandırmıyor.
Dünya
yaşamını da onurlandırmıyor.
Bir
şey eğer ki yaşamı ve dünyayı onurlandırmıyorsa,
Bunun
çökeceğini iddia edebilirim.
Siyasal
sistemin köhnemişliği,
Ve
kokuşmuşluğu aşikardır.
Hepimiz
biliriz Kİ var olmanın bir döngüsü vardır.
İçinde
bulunduğumuz siyasal sisteminde,
Dibe
vurduğu yerde olduğunu düşünüyorum.
Bir
kitap vardır,
Kolombiyalı
bir yazar olan,
Gabriel
Garcia Marque,
'Yüz
yıllık Yanlızlık' romanı.
Yazar
burada çocukluğundan itibaren,
Onu
etkileyen olayları,
Edebiyat
vasıtası ile okurlarına anlatıyor.
Ben
de çocukluğumdan itibaren,
Şuuruma
ve bilincime kazıdıklarımla,
Ve
gözlemlerimle pekiştirdiklerimden yola çıkarak,
Söylüyorum
ki,
Siyasal
sistemde,
Siyasal
sistemin içinde ki unsurları İLE,
Siyasal
sistemin davranışsal olarak yaratılan anayasasında,
Siyasal
sistemin içindeki bazı köhnemiş politik kişileri ile,
Siyasal
sistemin yozlaşmış etiksizlik ilkeleri ile,
Halka
şaşı bakan anlayışı ile,
Rantı
kendine piyar edinmiş zihniyetli yapıları ile,
Deveyi
havutu ile cebe indirme mantığı ile,
SİYASAL
SİSTEMDE
YÜZYILIN
DEĞİŞİMİ kapıda.
Ve
BUNLARI;
Görmekte,
Bilmekte ve Hissetmekteyim ki,
Büyük
değişim kapıda.
Hatta
şafağın içinde.
Şafaktan
önceki zaman,
Karanlığın
en yoğun olduğu zamandır.
Gelecek
olan şu anda geliş yolundadır.
Gelecek
güzel günlerin hissiyatı vurmuştur,
Bilinç
tutsaklığının yeknesak yok olduğu,
Haksızlığın
at nalı gittiği ülkemizde,
Bir
put gibi param parça edildiği,
Adil
paylaşımın yayıldığı,
Umut
tacirlerinin ceplerini halkın parası ile doldurduğu düzenin,
Tek
tek adaletin terazisinde tartıldığı,
Kirli
düzenin,
Şeffaf
düzene evrildiği,
Ölümün
yaşama umut saldığı,
Haykırışın
sevince boğulduğu,
Güzel
günler yolda.
Düşlerimizin
sınırsız oldu,
Başımıza
adalet taşı taktığımız,
Rengarenk
çiçeklerin,
Gül
bahçelerinin
Ve
umudun tohum olarak topraklarına düştüğü,
Sevginin
yeşerdiği Anadolu'da,
Düşün
ki mutlu günler yollarda,
Düşlerin
sınırsızlığı,
Direnmişliğin
onuru ile,
Mutlu
al bayrak havada,
Düşün
ki o an mutlu güzel günlere inan,
Mutlu
bir şafak yolda.
Şafak
sökmeden önceki zaman,
Karanlığın
en yoğun olduğu andır.
Şafağın
sökmesine az kaldı.
Erkek
egemen meclis,
Eril
beyinli düşünceler,
Dişil
enerjiyi yok saydı.
Dişi
ve eril birlikte dengedir.
Yoldayız.
Göklerden
mühürlüyüz.
Şafağı
getireler olarak,
Işığı
taşıyanlar olarak,
Biz
ANADOLU kadınları,
Mecliste
olacağız.
Az
kaldı şafağın sökmesine.
Ne
MUTLU ki,
Anadolu'da
bedenlendik.
Buradayız.
Şafağın
taşıyıcıları olarak.